Hector Villa Lobos, Bachianas Brasilerias No.5
https://youtu.be/YIrMJ_ix0FA
Birdenbire damlalar doldurdu etrafı, yaylılar hep beraber girdi aramıza… Tam yağmurun tadına varacakken muhteşem bir kadın sesi inceden başlayarak, yavaş yavaş hızlanarak doldurdu yüreklerimizi… O kadar net, o kadar yumuşacık, o kadar da güçlü bir ses ki, yüreğimizi dağlıyor, bizi gökyüzünde gezdiriyor, duyduğumuz en güzel ‘aaaa’lamayı kulaklarımıza bir masaj gibi sunuyor. Bu başka bir tür ‘Ağlamak’, bildiğimiz gibi değil, bu aa’lamak. Aa’lıyor bu ses ve bizi çok çok etkiliyor; bu yoksa Beatrice’in sesi mi? Dante amansız yolculuklarında Cehennem ve Araf’ı Vergilius’un rehberliğinde gezdikten sonra sıra Cennet’e geldiğinde eski sevgilisi Beatrice tarafından karşılanmıştı ve genç kadın narin eliyle Cennet’in göklerine götürmüştü onu. Şimdi ise Beatrice’in bir rehberi var, o da bu olağanüstü güzellikte kendisini bize tanıtan viyolonsel… Hiç bırakmıyor Beatrice’i yalnız… Sık sık onu cesaretlendiriyor ve onun yanında olduğunu kendisine hissettiriyor. Demek ki müziğin damlaları ve viyolonsel Beatrice’i müziğin Cennet’inde gezdiriyor. Viyolonsel hem narin hem de güçlü bir erkeğin kadını güvende hissettiren kollarıyla onu alıp götürüyor. Jack London’ın Martin Eden’i gibi, bir gemici tayfasının gücünü entelektüel bilgi birikimi ve narin edebi ruhuyla birleştiriyor.
Sonra yavaşça ikinci bir pasaja geçiyor Beatrice ve konuşmaya hatta vurgulamaya başlıyor, deminki billur gibi buzda kayış bu sefer kendisini bir faytonun güçlü atlarının dört nala bizi bir yerlere inançlı ve kaçınılmaz bir şekilde götürmesiyle hissettiriyor. İspanyolca ifade ettiği sözlerle bize bir mesaj veriyor, bir şeyler anlatıyor. Bize kararlılığını hissettiriyor, “Evet, evet” dedirtiyor, her ne diyorsa ona hak veriyoruz, “Haklısın” diyoruz, seninle aynı fikirdeyiz ve evet ne istersen yapacağız. Lütfen üzülme. Kızma kimseye. Biz senin yanındayız, yanından ayrılmayacağız, seninle olacağız, lütfen üzülme…
Bir an sessizlik… Neredeyse hiç ses gelmezken bir boşlukta hissetmişken kendimizi ve koskoca stadyumdaki binlerce seyircinin bu bir – iki saniyede parça bitmiş gibi alkışlamaya başlayacaklarından korkarken hiçbir alkış duyulmadan Beatrice minicik bir hazırlıktan sonra tekrar o muhteşem melodiye başlıyor, tekrar aa’lıyor, doya doya aa’lıyor, geziyor yüreğimizde bir an bile bizi yalnız bırakmıyor, parçanın girişindeki o artık özlemeye başladığımız aa’lamayı bize tekrar yaşatıyor. Dinlerken hüzün sarıyor etrafımızı ama bu öyle bir hüzün ki içinde sevinç de var ve mutlulukla bezenmiş, yüzeyinde ve derinliğinde ise damlalar var, yağmur hiç bırakmıyor kemanların yardımıyla, yağmur dansı yapıyorlar kemanlar, sanki küçük cinler yaylıların yaylarında zıplıyorlar, her zıplamaları bir yağmur damlası olarak kulaklarımıza damlıyorlar ve tekrar rehber viyolonsel ortaya çıkıyor, o ve Beatrice birbirlerini çok özlemişler belli ki. Beatrice’in elinden tutup onu bulutların arasından Cennet’te dolaştırıyor. Bu üçgen o kadar uyumlu ki, Damlalar-Viyolonsel-Beatrice… Ve bitiş… Beatrice’in incecik sesiyle… Ruhunun nağmesiyle bitiyor parça… Sonra müthiş bir alkış, stadyum inliyor hayranlığın el çırpmasına olan yansımasıyla…
Bir klasik müzik eseri nasıl da ruhlarımızı inceltebilir, nasıl bizi bambaşka diyarlara götürebilir, orada bir rehbere ihtiyacımız olur, elimizden tutacak bir melek, bir su perisi bir cini gerekir bize. Klasik müzik polifonik haliyle ruhumuzu farklı enstrümanların karakteristik özellikleriyle doldurur, bize mutlu eder, bizi ruhani yolculuğumuzda yaratıcılığın özüne götürür… Masaj yapılmış gibi rahatlarız… Ruh kaslarımız gevşer… Daha rahat boşalır, ağlarız, sevinir kahkaha atarız. Teşekkür ederiz, şükrederiz.
Brezilyalı Besteci Hector Villa-Lobos’un 1930-1945 yılları arasında insan sesleri ve orkestra için bestelediği Bachianas Brasileiras eserleri Johann Sebastian Bach’dan esinlenerek kaleme aldığı çok değerli dokuz süitten oluşur. Bu dinlemiş olacağınız 5. Süit ise daha çok şan ve çelloların ağırlığından oluşmakta.
Sevgili okurum, ricam bu eseri ‘dinlerken’ yazdığım denemeyi okuyun ve sizde nasıl bir etki bıraktığını bana yazın (alper.almelek@gmail.com) paylaşın. Bu şekilde karşılıklı hislerimizi tellerde gezdirmiş oluruz. Sağlıcakla kalın…