Biri resim yapıyor, diğeri onun yaptığı tuvalden etkilenip şiir yazıyor ya da bir başkası da bu resmi analiz ederek bir yazı kaleme alıyor. Ne kadar ilham verici değil mi!? O ressam için keyifli olduğu kadar şair için, denemeci için, eleştirmen için de ne kadar keyifli bir paylaşım bu. Bir ilham diğer ilhamı tetikliyor, fişekliyor.
İşte böyle 61 yazar Türkiye Çağdaş Resim Sanatı’nın en değerli temsilcilerinden biri olan Devrim Erbil’in eserleri üzerine bu kitapta bir araya gelmişler. Hepsi gönülleriyle yazılarını yazmışlar, Devrim Bey’i hem mutlu etmişler hem de onun eserlerine katkıda bulunmuşlar. Devrim bey de bizzat bana imzalayarak dün elden verdiğinde büyük bir keyifle okuyup bitirdim.
İçerisinde bir yandan da çok güzel gözlemler alıntılar var:
Aydın Afacan’ın katkısı:
‘’Simonides: Poema pictura loquens, pictura poema silens (Resim sessiz şiir, şiir konuşan resimdir.)’’
Hüseyin Alemdar’ın katkısı:
‘’Henri Rousseau: Resim yapan ben değilim, elimi başka biri tutuyor.’’
Ataol Behramoğlu’nun katkısı:
‘’Resimdeki şiire gelince, o da tıpkı müzikteki şiir gibi ressamın iç sesiyle, mizacıyla, kimliğiyle ilgili bir olgudur. Bakarız ve bu resim bu ressama ait deriz…’’
İbrahim Karaoğlu’nun katkısı:
‘’Bir şehir ne söylediğini unutur belki size
Ama kendini nasıl hissettirdiğini unutmaz…’’
Daha niceleri…
Kitabı okumanızı öneririm.