Gılgamışın Yaprakları, Gılgamış Destanı’nı kendi yorumlarıyla şiirselleştiren Ekrem Kahraman’ın çok değerli bir çalışması/eseri. M. Ö. 3000’li yıllarda yaşayan ve Uruk kenti kralı olan Gılgamış’ın hayatı ve maceraları sanki bugünün bir insanının başından geçenler gibi evrensel mesajlarıyla göz dolduruyor, bize nice dersler veriyor. Ekrem Kahraman da güçlü üslubuyla sözcüklerden kocaman bir şemsiye oluşturmuş altına da Gılgamış’ı yakın dostu Enkidu’yu, düşmanı Huwawa’yı, mentörü Ziusudra’yı koymuş, hepsi birlik olmuş bize iyiyi ve kötüyü anlatıyorlar. Hani 330 sayfalık bir şiir ama bir solukta okudum desem çok abartmış olmam.
Ekrem Kahraman daha önsözde birinci büyük hayat dersimizi veriyor:
‘’Bazı şeyler ve durumlar karmaşık gelişir ki ancak o haliyle karşılayıp yaşanmak zorundadır. Bana kalırsa, niye böyle oluyor diye düşünmektense onu olduğu gibi karşılayıp yaşamak ve gereğini yerine getirmeye çalışmak daima en iyisidir.’’
Bir de Tavernacı Peri Siduri’nin sözlerine kulak verelim:
‘’Ey Uruk’un yiğit oğlu! Ey gereksiz korkulara kapılmış ölümlü!
Keyfini sür sana sunulan ne varsa?
Karnın doysun yeter!
Gününü gün et! Eğlenmene bak, gece gündüz!
Kafanı, kalbini ve bedenini sağlıklı tut
ve zaman zaman temizle zihinsel kirlerini!
Tatlı ve serin sularda yıkan fırsat buldukça
En güzel giysilerini giyin! Çalgılar çaldır
Ve gülüp oyna neşeyle!
Budur yaşamın anlamı!’’
Bu kitabı okumanızı öneririm.