“Hem biliyor musun, öpüşürken kalınlaşıyor dudakların.”
[AAKA-881: Pınar Kür-Küçük Oyuncu, Everest Yayınları-Mart 2011, (s.66)]
“Ayrıca ablasının dudaklarının ne kadar cansız olduğunu da fark etmişti. Bir öpücükte olması gerektiği gibi dudakların canlı baskısını hissetmemişti.” [AAKA-1051: Jack London-Martin Eden, T.İş Bankası Yayınları-2014 (s49)]
“Sonra aklına Ruth geldi; her şeyi gibi dudaklarının da serin ve tatlı olabileceğini düşündü. Öpüşü de el sıkışı veya bakışı gibiydi herhalde; kesin ve samimi.” [AAKA-1051: Jack London-Martin Eden, T.İş Bankası Yayınları-2014 (s49)]