Atina kentini MÖ. 11. yüzyıldan önce bir araya gelen birkaç klan kurmuş. İlk başlarda anlaşılan her klanın yerleşim alanı duvarlarla çevrili bir tür avlu imiş. Yunanca ‘oikos’ sözcüğü bu nedenle klasik devirde hem ‘mahalle’ hem ‘ev’ anlamını üstlenmiş. Bu tip evlerde aile efradı ve etraflarındaki çalışanlar dahil belki 30+ kişi yaşayabiliyormuş. ‘Oikonomos’ böyle bir hanenin girdisini çıktısını idare eden kişinin sıfatı: bizdeki tam karşılığı ‘kethüda’, ya da ‘kahya’ (Farsça ‘ked’ ev, ‘khuda’ yönetici demek). Eski çağda ‘oikonomos’ genellikle köle statüsünde olurmuş, ama bazen ev sahibinden daha güçlü duruma geldiği görülmüş. Para, muhasebe, alışveriş, personel idaresi ondan sorulmuş. Yaptığı işin adı ‘oikonomia’ yani ev idaresi. 17. Yüzyılın Avrupalı yazarları bu kelimeyi ‘Kraliyet hazinesinin idaresi’ anlamında kullanmaya başlamışlar. Bir sonraki yüzyılda ise Adam Smith gibi düşünürler maliye yönetiminin ‘objektif yasaları üzerinde kafa yordular. ‘Ekonomi’nin İngilizcesi bundan yüz yıl öncesine dek ‘oeconomy’ yazılırdı. Sonra o’su fazla geldi, kestiler. [Elifin Öküzü ya da Sürprizler Kitabı, Sevan Nişanyan, Everest Yayınları, 2017, s.75]
Başka dillerde:
Yunanca ‘oikein’: Ev kurmak, iskan etmek.