Bugün Alper Almelek tarafından yapılan “creativity and inspirational muse” sunumuna/ söyleşisine katıldım. Kariyer günü kapsamında yapılan bu organizasyonda yaratıcılığın ancak ve ancak düşünmekle ee biraz da ilham perisinin bizi yoklamasıyla mümkün olduğunu samimi ve eğlenceli bir sunumla aktardı bizlere Alper Bey. Sol Ayağım kitabında çok etkilendiğim ayak ile resim yapmanın bana bu kez çok farklı bir alanda hatırlatılacağını tahmin edemezdim ya da gözlemci, detaycı kişiliğimin artılarını farketmemin bu sunumla daha hızlı mümkün olacağını bilemezdim. Burada fotoğraflar ise sunum boyunca en çok etkilendiklerim. İlk olarak Salvador Dali’den başlamak istiyorum. Bıyıklarını resimlerini yaparken kullanıyormuş düşünsenize eli kolu yetmezmiş gibi yaratıcılıkta sınır tanımayan bir efsane olmuş kendisi.. ikinci fotoğraf john cage’e ait 4’ 33” adlı parçanın hikayesi ile ilgili. Sanatçı konser süresince yalnızca piyanonun başına oturur ve boş sayfaları çevirir ve parçayı bitirir. Ne çok mesaj çıkartılabilir değil mi? Not almanın, el yazısıyla çalışmanın bilgisayar ile not tutmaktan daha kalıcı öğrenmeye vesile olduğunun bilimselliğini konuştuk. Yanılsamaları farkettik fotoğraflardaki ve sanatın, görsel sanatların, önemine ve toplumun/ ailelerin/ öğretmenlerin çocukların içindeki sanatı nasıl katlettiğine dem vurduk. Örneğin; altı ayaklı bir eşek çizen çocuğa “bu ne!!! 6 ayaklı eşek mi olur saçmalamışsın” diyerek onun içindeki sanatı nasıl öldürdüğümüzden bahsettik. Halbuki çocuklar 6 yaşına kadar büyük oranla yüksek bir sanat becerisi ile gelişiyor/ doğuyor.. ancak bizlerin beklentileri ile onların yaratıcılıkları uyuşmadığı zaman resimler çöpe gidiyor değil mi? Öyle olmamalı..
(Şefika Bilgin, 3 Ocak 2019’da Bilkent Erzurum Laboratory School’da ‘Yaratıcılık & İlham Perim’ eğitimime katıldı.)