Bu benim için halen bir muamma. Kendi ailem küçüklüğümde pek Türk Sanat Müziği dinlemezlerdi, konserlere de gittiğimizi hatırlamıyorum. Kendim de gençliğim boyunca neredeyse hiç bir fasıl konserine gitmediğim gibi makamlardan da haberim olmadı (halen de yok). Arkadaşlarla gidilen meyhane akşamlarında ...
Bu alaturka esinlenmelerimin arasında tek başına koro olan tek beste. Yahya Kemal Beyatlı’nın unutulmaz mısralarını kendimce müziğe dökmeye gayret ettim. Kaydetmesi de çok keyifliydi. Yine ve yine İstanbul aşkımı anlatmak için güzel bir vesile oldu.
İstanbul’a olan aşkımı en güzel anlattığımı düşündüğüm parçalarımdan biri, yaşamamış olsam da Eski İstanbul’u da içimde hissettiğim bir çalışmam. Bu besteyi İstanbul kadar çok sevdiğim Büyükada’da herhalde 25 seneden fazla zaman önce yazdım. O anı bile hatırlıyorum, Büyükada Yeniyol’daki eski ...
Hep bildiğimiz ‘Doğumgünü Marşı’nın dışına çıkmak istedim ve bu değerli günün şarkısını alaturka bir esinlenmeyle sunmak istedim. O dönemde eşim Vedya’ya ithaf olarak ve kendi doğumgünü için bir hediyeydi bu beste. Aynı zamanda topluma da mal olmasını arzu ettiğim için ...
Dostluk Mantrası, her tür meditasyon & yoga yapanlara ithafımdır! Taaa 1992 yılında (21 yaşındayken), Sonoma State Üniversitesi’nde (California) Opera Şarkıcılığı okurken, nispeten mesafe çok uzak olmadığı için amcam Erol’u ziyarete Vancouver’a (Kanada) gitmiştim. Amcam da bana bir meditasyon seansına katılmak ...
Tüm dostluklara, tasavvuf dünyasına ve semazendelere ithafımdır! Bu besteyi çok uzun yıllar önce, en eski dostum Niso Benalkabes’e ithaf etmiştim. O zamanlar çok sık görüşmemiz ve gençliğimizin dertlerini paylaşmamız da bu şiirin içe dokunan sözlerini haklı çıkarıyordu. Şiir haliyle tasavvuf ...
Güller akarken, zamara birer birer Sel olur taşar gönülden gül denizi Bir renk saçıldığı zaman sonsuzluğa Bir renk bin renk olur çıkar karşına Zamanlardan gül zamanı şimdi Bir yaprak üstünde süzülme vakti Haydi gir gülün içine vızıltılarla kır ...
Bir zamanlar alaturka bir müzikal sahneye koymayı hayal ediyordum. Biliriz ki, hayaller gerçekleşirler, yeterki “zaman-kişiler-enerji üçgeni” tam otursun. O zamanlar bu parçayı o müzikalin bir üvertürü olarak düşünmüştüm. Bu giriş müziği hem çok neşeli olacak hem de seyirciyi müzikale hazırlayacaktı. ...