“Sırlar yani gizler, kendi uydurduğumuz gizemlerdir aslında. Tek tek üzerinde düşünüldüğünde, gizliliği dışında pek önemi, hatta anlamı da olmayan gerçekler yumağıdır onlar.” (s.34) [AAKA-908: Buket Uzuner-Balık İzlerinin Sesi-Everest Yayınları-2012] “Sırlarda hepimize ait bir heyecan, korku, merak ve gizliliğin baştan çıkartıcı ...
‘Sosyete’ gibi tuhaf bir adı olan topluluğu hayatında ilk kez görüyordu. Özel birtakım niyetlerle, düşüncelerle, merakla bu büyülü çevreye girmenin hayalini uzun zamandır kurduğu için ilk izlenimi etkilemişti onu. Çarpılmış gibiydi. Birden bütün bu insanlar bir arada olmak için doğmuşlar…” ...
“Sözcükler, nesnelerin ve duyguların dünyasına bir düzen, bir standardizasyon getirir. Bu, ne maddi ne de manevi dünyada var olan bir standardizasyondur. Sözcükler, karşılıklı, birbirine bağımlı bir yaşamı desteklemek amacıyla iletişimi kolaylaştırmak için yarattığımız yapay kurgulardır…Birbirimizi anlayamayacağız korkusuyla, sözcükleri gereğinden çok ...
*Söyle bana, Stevens, hiç mi aldırmıyorsun? Merak da mı etmiyorsun? Hey güzel Tanrım, be adam, bu evde o kadar önemli şeyler oluyor. Hiç mi merak etmiyorsun?” (s.186) ”Merak etmediğimi söyleyemem, efendim. Ama bu tür konularda merakımı dışa vurmak, konumuma yaraşmaz.” ...
“Suç, toplumsal düzenin bozukluklarına karşı bir protestodur.” [AAKA-956: Fyodor Mihayloviç Dostoyevski – Suç ve Ceza, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları – 2012, (s.118)] “Büyükler bir yana, toplum içinde birazcık sivrilen, yani topluma söyleyecek birazcık yeni bir şeyleri bulunanlar, doğaları gereği, tabii ...
*Emrimde on yedi kişilik bir ekibin bulunduğu günler anımsandığında, ayrıca pek de eski sayılmayacak bir zamanda burada, Darlington Malikanesin’nde yirmi sekiz kişilik bir ekibin çalıştığı düşünüldüğünde, aynı evin dört kişiyle çekip çevrilmesini sağlayacak bir düzen kurma fikri cesaret kırıcıydı elbette. ...
*Gerçekten seçkin olan bir evde çalışmak “büyüklük”ün önkoşuludur. “Büyük” bir başuşak, hizmet verdiği yıllara dönüp baktığında, bu yıllar boyunca yeteneklerini büyük bir beyefendi için ve onun aracılığıyla insanlığa hizmet için kullandığını söyleyebilecek olandır ancak. (s.102) [Günden Kalanlar, Kazuo Ishiguro, Yapı ...
“Çünkü insan yalan söylerken sık rastlanmayan veya inanılmaz, yani çok ters, hiç olmamış bir şey söylüyor ve bunu başarıyla anlatmak becerisini gösteriyorsa yalan çok daha inandırıcı oluyor.” [AAKA-890: Dostoyevski – Budala, Can Yayınları – 2004,(s.348)] “Ama yine de Prens onun ...
“İlginç bir şekilde ne korku ne de yalnızlık duyuyordu. Gerçekten yalnızlık insanın çok susayıp canının çektiği soğuk bir su gibiydi. Ve tuhaf bir mululuk ona içinden güç veriyordu.” [AAKA-1741: Atını Sürüp Giden Kadın, Atını Sürüp Giden Kadın, D. H. Lawrence, Can ...
“Yaratıcılığı genelde, ya hep-ya hiç tarzında düşünürüz. Zihinsel yapınız gereği ya yaratıcısınız, ya da değilsiniz. Oysa gerçeğin bununla alakası yok. Yaratıcılık öğretilebilir. O da herhangi bir kasımız gibidir. Dikkat veya otokontrol gibi yaratıcılık da egzersizle gelişir, kullanımla, odaklanmayla, eğitimle ve ...