Hem yaşlı ve bakımlı bir Hanımefendiyi Paşabahçe’nin zarif ürünleriyle bol renk cümbüşünde kurgulamışlar. Üstelik de arkasındaki inşaatı da düşünürdek aynı zamanda şehir estetiğine de destek oluyor.
“Öfkesini ifade ederken seçtiği sözcükler baharatlı bir koku bırakıyordu havada. Acısı bol…” (s.82) [AAKA-908: Buket Uzuner-Balık İzlerinin Sesi-Everest Yayınları-2012] “Parfüm seçmek için zaman harcadığımı itiraf etmeliyim. Aslında ciddiye alınan parfümün gizemli adından çok, kokunun kişiliğidir. Çünkü kokuların pek çok durumda ...
“Sonra insanın cezaevinde bile kocaman bir yaşam bulabileceğini düşünüyordum.” [AAKA-890: Dostoyevski – Budala, Can Yayınları – 2004,(s.71)]
“Can sıkılması, kaybedilmiş bir şeyin hasretinden ibaret olsa gerekti.” [AAKA-519: Kemal Tahir-Bir Mülkiyet Kalesi 2009,(s.36)]
“Öyle ama, yüksek rütbeliler konuşurken biraz ürküyorsunuz.” [AAKA-919: Nikolay Vasilyeviç Gogol-Müfettiş,T.İş Bankası Yayınları-2009,(s.50)]
‘’İstanbul kar altında tam bir masal şehrine dönerdi. Camiler, kiliseler, sinagoglar, Boğaz köprüleri beyaza bürünür, hava hafif bir sisle dalgalanırdı. Böyle havalarda Boğaz’ın mavi suları camgöbeği yeşile dönüşürdü. Şimdi de şehir hızla beyaz giysisini giyiyordu. Babaannemi hatırladım yine. Kar Anadolu’nun ...
‘’Bilgi ne garip bir şeydi. Şişede hapsedilmiş bir cin gibi yıllarca duruyor, senin gelip kapağını açacağın günü bekliyordu.’’ [AAKA-518: Zülfü Livaneli-Serenad, Doğan Kitap-Mart 2011, (s.385)] “Bilgi, bana bir harita odası gibi geliyor. Kütüphaneye her gidişimde bunu düşünür, etkilenirim. Öğretmenlerin rolü, ...
“Sayfa editörü böyle uygun görmüş!” dedi. “Ben küçük bir muhabirim. İstedikleri haberi getiririm, nasıl yayımlayacaklarını onlar karar verirler.” [AAKA-518: Zülfü Livaneli-Serenad, Doğan Kitap-Mart 2011, (s.371)] “Burası öyle bir ülke ki, en büyük skandallar bile bir haftada unutulup gidiyor. Emin ol, ...
“Reisin bir şahmeranınınki gibi kırpmadan kendisini izleyen ve ele geçiren siyah, cam gibi, kararlı gözlerinden büyülendi. Gözlerin derinliklerinde aynı zamanda babacan bir şefkat ve yakarış da gördü.” [AAKA-1741: Atını Sürüp Giden Kadın, Atını Sürüp Giden Kadın, D. H. Lawrence, Can Sanat ...
‘’Memleketin bir numaralı adres danışma merkezleri olan ve her sokakta mutlaka bir tane bulunan bakkala danışmaktan başka çarem kalmamıştı artık.’’ [AAKA-518: Zülfü Livaneli-Serenad, Doğan Kitap-Mart 2011,(s.334)]





