Tatar Çölü, Dino Buzzati

Bazı kitaplar vardır ki, okuduğunuz zaman önce bir şey anlamazsınız. Alelade bir konuyu işliyormuş gibi gelir ve ancak birkaç sayfa geçtikten sonra kitabın aslında evrensel mesajlar içerdiğini ve sizin hayatınıza önemli bazı gerçekler ve etkiler katacağını hatta yeri geldiğinde analizlerin içinde kendinizi kaybedeceğinizi anlarsınız. Dino Buzzati’nin “Tatar Çölü” böyle bir eser. Kısa bir roman olmasına rağmen tahmin ederim ki bir çok insanın kendi hayatını ve profesyonel hayatta çalıştığı şirketlerdeki konumunu sorgulatıyor.

Şimdi varsayalım ki, global ve ünlü bir şirkette çalışıyorsunuz. Hani var ya bir sürü dev gıda markası yok çikolataymış, bisküviymiş, yoğurtmuş, gittiğinizde büyük marketlere gıda reyonlarını dolduran, onlardan birini hayal edin! Siz bu şirkette orta kademede bir müdürsünüz. Vee amacınız yükselmek! Çok yükselmek! Bir gün belki de genel müdür olmak! Belki de iş hayatında olan birçok insan gibi böyle bir hırsla bezenmişsiniz. Şimdi bu global şirketin İnsan Kaynakları Müdürü size diyor ki, ‘’Yükselmek mi istiyorsun, yurtdışındaki bize olan fabrikalardan birinde 2 sene çalışman lazım ki uluslararası tecrüben olsun; sonra tekrar bize döndüğünde seni bir üst düzey pozisyona yerleştiririz oradan da merdivenin basamaklarını çıka çıka tepelerde nereye istersen oraya gidersin ya da zaten seni başka firmalardan da kapmaya çalışırlar.’’

Eh haliyle çok heyecanlanıyorsunuz, kabul ediyorsunuz tekliflerini. Bir nüans var yalnızca..bu global firmanın bir başka kolunda çalışacaktınız ya! İşte gideceğiniz fabrika birazcık uzakta. Önce İstanbul’dan Kenya’ya uzanmanız gerekiyor. Uçaktan indikten sonra da bir trenle 10 saat kadar gitmeniz gerekecek. Maalesef oralarda havalimanı falan da yok. Trenden inince de bu sefer bir arabayla bir 2 saat daha gitmeniz gerekiyor. Geldiğiniz yer dünyanın bir ucu, bir garip köşesi. Yine de karşınıza güzelce firmanızın profesyonelliğini aratmayan bir fabrika. Ancak en yakın şehir saatlerce uzakta. Hafta sonu bir AVM’de dumanı tüten bir kahveyle sonrasında patlamış mısırlı bir sinema keyfini unutun, en azından bir süre. Eh ne yapalım, siz de lojmanda takılırsınız boş zamanlarınızda. Sonuçta kariyer değil mi! Biraz sabır da gerekecek haliyle.

Aslında global şirketinizin bu ücra fabrikasına vardığınızda ilk birkaç ayda kendinizi kapana kıstırılmış bir canlı gibi hissettiğinizi söylesek abartmış olmayız. Hatta kafanızdan bir an önce buradan kurtulsam planları da geçmiyor değildi. Daha da ötesi bu konuda adımlar bile atmayı düşünüyordunuz. Yalnız işte orada garip bir şey oluyor!!

‘’Pencereden görünen duvarın ardından sipsivri kayalık tepesiyle, önünde uzanan bu manzara kendisini tuhaf bir biçimde cezbediyordu. Çözümleyemediği belirsiz bir duygu doluyordu ruhuna.’’
Bırakamıyorsunuz fabrikayı…bir bakmışsınız, kalmışsınız orada. Hem de yıllarca…hiç bırakamadan.
‘’Burası, bir tür sürgün gibidir, bir kaçamak noktası bulmak, bir şeylerin ümidini taşımak gerekir.’’

İşte Dino Buzzati’nin başyapıtı ‘Tatar Çölü’ böyle mistik ve derin bir kariyer kitabı aslında. Genç teğmen Giovanni Drogo bir gıda firması için benim demin uydurduğum Kenya’daki bir fabrikaya gitmek yerine ilk görev yeri olan Tatar Çölü’ndeki Bastiani Kalesi’ne tayin oluyor. Allah’ın unuttuğu bir başka dünya köşesine.

Kitabın başında belki her okura olan şey benim de başıma geldi. Bu karakterin ne işi var bu ücra kalede diye düşündüm ve içimi bir sıkıntı bastı. Sonra Drogo kalenin mistik gücünü hissetmeye başlayınca beni de etkilemeye başladı. Kendimi Drogo ile beraber bu kalede ‘gönüllü sürgün’ olarak görmeye başladım. Acayip bir his bu! Arkasından da düşünmeye başladım, acaba bir işte uzun süre çalıştığımızda ya da bir sektörde uzun yıllar kaldığımızda başımıza gelen hisler bunlar değil mi? Bu yüzden kitap bana evrensel bir mesajı getirdi: BİR SONRAKİ ADIM OLMALI MI VE NEDİR??

Kitabın başlarındayken aklıma ilk gelen Eagles’ın hiç ölmeyecek yapıtı, bana göre dünya müzik tarihindeki en etkili intro ve final gitar sololarının olduğu dinlemeye hiç doyamadığım ‘Hotel California’ şarkısı. Acaba dedim kendi kendime Bastiani Kalesi de mi bir Hotel California yani ‘öbür dünya’’!? Bilmem bilir misiniz, Hotel California ölümü anlatan bir şarkıdır. Hatta cennetten çok cehennemi ifade ettiğini düşünmüşümdür. Hani otelde kalanlar sürekli iblisi öldürmeye yeltenirler de bir türlü başaramazlar ama oteli de hiçbir zaman terkedemezler. Hayır, Bastiani Kalesi ölümü simgelemiyor. Gerçekten arada bir oradan ayrılıp evine dönen başka subaylar da var. Ama bu çok çok az bir oran. Genelde bir giren emekliliğine kadar orada kalıyor. Beckett’in eseri gibi Godot’u bekle bekle bir hal oluyorsunuz, Godot’un geleceği yok.

İşte bu Tatar Çölü metaforu iş hayatındaki herhangi bir sektördeki herhangi bir mekandaki herhangi bir şirketteki kariyerinizi etkili bir şekilde okuyucuya sorgulatıyor. Schein ve Van Maanen kaleme aldıkları ‘Kariyer Tekrarları-İş Hayatı ve Kariyerlerin Değişen Doğası’ kitabında çalışanların işlerini kaybetmeyeceklerine dair hissettikleri ‘Güvenlik’ hissinin ‘bazı insanlar’ için en önemli motivasyon aracı olduğunu ifade ediyorlar. Geri kalan her şey ikinci plana düşüyor.

O halde biz de bu kitabı okuduğumuzda şu an çalıştığımız şirket/fabrikaları, kurduğumuz  her türlü girişimcilik faaliyetlerimizi düşünerek ne yaptığımızı sorgulamaya başlayacağız. Acaba yeterince çalışmadım mı burada? Başka bir iş mi yapsaydım? Sektör mü değiştirseydim? Sonunda kendi yerimizde de kalsak, böyle bir ‘kariyer selfie’si çektiğimiz için kendimizi daha bilinçli olarak geleceğe hazırlayacağız. ‘’Düşünemedim, keşke…’’ dememek için.

Load More Related Articles
Load More By Alper Almelek
Load More In Şalom Gazetesi Makalelerim

Yanıtla

Your email address will not be published.Gerekli alanlar işaretlenmiştir. *

Check Also

Kitap Tanıtım Yazısı: Sputnik Sevgilim, Haruki Murakami

ŞU, BU’na aşık, BU, ŞU’yu arkadaşça çok çok ...

FORMÜLÜM


Alper Almelek 1971’de dünyanın en güzel şehri olarak nitelediği İstanbul’da doğmuştur. University of Southern Maine ve Sonoma State University’de Siyasal Bilimler ve Müzik eğitimi (Opera Şarkıcılığı ve Piyano) görmüştür. 1995’te yurda dönüşü ertesinde 11 yıl boyunca aile işinde çalıştıktan sonra Siegwerk Corporation’ın Türkiye Genel Müdürü...
DEVAMINI OKU

TESTLER

KİTAP İNDEKSİ

INSTAGRAM KÖŞESİ

Instagram has returned invalid data.

İŞ’TE KAHKAHA